Kupkuru bir yazı : Havlu mu? Peştemâl mi?

Benim 1. sınıfa giderken bir bitlenme vakam var ki, sülalenin neşesi, anlatır anlatır güleriz. Efendim günahı söyleyenin boynuna, sınıfa Şam’da tatil yaptıktan sonra gelen bir öğrenci, hepimize bit bulaştırmış. Annem hayatında bit nedir görmediği için gayet habersiz, öğretmenimin kırmızı kalemin dibiyle her sabah saç muayenesi yaptığını bilmiyor, eve getirdiğim notla düşüp bayılacak gibi oldu. “Kızınız bitlenmiştir, lütfen bit şampuanı ile yıkayınız.”

Önce babamı arıyor, babam gülüyor, akşama bit şampuanı getireceğini, isterse babaanneme gidip orada da uzman bir göze göstermesini öneriyor. Ne de olsa savaş yıllarında 4 erkek çocuk yetiştirmiş olan babaannem, bit nedir ne değildir biliyor. Neticede evet, bitlenmekle kalmamış anneme de bulaştırmışım.

Amcam rahmetli gülüyor: “Pire itte bit yiğitte olur gelin hanım!” Allahım herkesler gülüyor.. Ben şaşkın annem mutsuz..

Babaannem rahmetli gülüyor, “olur öyle, temiz saça gelir” diyerek annemin içine su serpiyor, sonra çarşafı boynuma bağlayıp güneşin altına oturtuyor beni, kendisi de kürsüye (hamam taburesi, köy kahvelerinde hasırlısı olur hani…) oturuyor ve önce başımdaki bitleri kırıyor. Sonra beni alıp gürül gürül yanan hamama sokuyor, mermer kurnalı, bakır taslı hamamda saf zeytinyağlı yarım tuğla kılıklı sabunla 4 su yıkıyor kafamı, bittir, sirkedir, yumurtadır kalmıyor geride.. Ve çitişmiş saçlarımı şimşir tarağın ince dişi ile dipten uca tarıyor.

Saçlarım uzun ve o güne kadar bebe şampuanı ve kremle yıkanır, bin bir nazla taranır iken, o gün hamamda uğradığı muamele tam bir şok. Haykırarak ağlıyorum ancak iş bitene kadar kıstırıldığım yerden kaçamıyorum. Mis gibi sabun kokan, sert ve kalın Bursa havlularına sarıp anneme teslim ediyorlar beni. Sesim soluğum çıkmıyor artık.

Akşama bit şampuanıyla bir daha, haftasına bir daha..

Bit bitiyor. Ben de.

Banyo sevmem. Su sevmem. Denize girmem. Ancak boğulmayacak kadar yüzme öğrendim, orada bıraktım.

Havuza girer, suyla oynarım, yatarım, dikine dururum. Yüzmem.

Küvet doldurup girmem.

Yağmurda kalmam.

Bulaşık yıkarken elli kere mola verir ellerimi kurularım.

(Hamama eğlenmek, kese köpük masajı için çok gittim. Onu seviyorum niyeyse…)

Her ne ise, ben sudan mümkün olduğunca uzak kalmayı tercih ediyorum. Duş sonrası da bilinen en kurutucu havluya sarınmayı tercih ediyorum. Bornoz giymem, içi nemli kalıyor bir türlü tam kurumuyor benim de o ıslak ağır şeyden yerbezi kadar tiksindiğimi söylemem lazım.

Mümkün olsa eve Dyson el kurutucu alacağım :(

Yapsalar vücut kurutucu, dakka durmam onu da alırım.

Sonra biri bir gün, peştemal önerdi bana.

İncecik bez, tülbentten hallice, bana ne kâr eder, diye düşünsem de, denemeye değer dedim. Kelime kökü farsça: Peşt=Bez demek. ;=Mal da ön sanırım. İnsanın önünü kapatan bez, önlük anlamında. Bakınız Peşkir.

Bunun da düz olanı, içi havlu olanı ve de teknolojinin mucizesi mikrofiber olanı var.

IMG_20140823_163953 (1)

Tek kat peşkir

20140823_143126_opt

Tek kat,içi havlu iki peşkir ve çift kat ekstra yumuşak banyo havlusu. Hepsi aynı boy!

20140823_143055_opt

Kalınlıkları arasındaki fark!!!

Anlaşıldığı üzere tatile matile giderken, plaj havlularını kaldırıp atıyoruz (ya da Freecycle yapıp veriyoruz) sonra da 5 liradan başlayan (ve kesinlikle markaya göre uçan) fiyatlarla satılan peştemallerden alıp kullanmaya başlıyoruz.

IMG_20140822_235522_opt

IMG_20140806_221042_opt

Seri sonu indirimdir bonustur kullandık merak etmeyin bu kadar para vermedi İpekAG..

Tek kat olan bile gerçekten emici ve kurulayıcı, asar asmaz da kuruyor. Kesinlikle bavulluk.

İçi havlu olan, favorim. Her havluya beş basar. İyi ki almışım. Çocuklara da birer tane alacağım, hatta kafa havlusu yapacağım bir tane.

Gelelim microfiber olana..

20140904_195406_opt

Mikrofiber A ve Mikrofiber B20140904_195359_opt

En son resimde oto bakım reyonundan 3 kuruşa aldığım mikrofiber A ile deli para verdiğim Mikrofiber B’yi peştemallerin üzerinde yatarken görebilirsiniz. Dokuları çok farklı, ancak evet emici.

Hele B. Katladığımda cebime sığacak kadar küçülebilen ama 175’lik eniyle hem sarıp sarmalayan hem de hızla “kibrit gibi” kurutabilen bu ürün, mucize. Sağda solda uygun fiyattan bulursanız DÜŞÜNMEYİN, hemen alın!

*Burada Otostopçunun Galaksi Rehberi okurlarına selam eder, asla havlusuz kalmamalarını temenni ederim.

Yazıyı sizlere iki farklı şekilde düğümlenmiş (tek düğüm/örümcek) peştemal saçağı paylaşarak bitirmek istedim..

havhav_optİmza: Yiğit İpekAG

6 Yorum

Filed under aile, çocuk, bakımlı hatun, icatlar, severim paylasirim

6 responses to “Kupkuru bir yazı : Havlu mu? Peştemâl mi?

  1. Bilge

    Bu bitlenme meselesi ilkokul 1. sınıfa has galiba :) Benimki de bir pazar sabahı kafamı kaşıyıp elime baktığımda “Anneeeaa, tırnaamda böcek var!” nidasıyla annemleri uykudan uyandırmamla ortaya çıkmıştı. Allahtan annemler altı kardeşlermiş annem de en büyük, tarlaydı tütündü derken bitlenme hadisesine çocukluktan aşina. Derhal gazyağı alındı, ince dişli tarak gazyağına batırılarak saç tarandı. Peşinden bit şampuanı…

    Su sevilmez mi yav diycem ama banyo hadisesi çok travmatik olmuş hakketen :) Ben suya bayılırım, çamaşırdı bulaşıktı yüzmeydi falan ama banyo sonrası bi türlü kurulanamamaya ben de fena halde kılım… Dolayısıyla tav oldum peştamal önerine, hele bavulda yer kaplamama durumu on numara! Derhal ediniciim, mercidabık arkadaşım :)

    Liked by 1 kişi

  2. Dün oğlanın yuvadan “bit sezonumuz açılmıştır” diye not geldi. Sabah bunu okudum. Cuk oturdu.

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın